14.OLAĞAN GENEL KURULUMUZ HAYIRLI OLSUN

14.OLAĞAN GENEL KURULUMUZ HAYIRLI OLSUN

Türk Metal Sendikası 14. Olağan Genel Kurulumuzu, Ankara’daki Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirdik.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirer, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi, MESS Genel Sekreteri İsmet Sipahi, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, UAMİF Delegeleri adına Azerbaycan Metal İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ali Gumbatov, genel kurulumuza katılanlar arasında yerini aldı.

Türk Metal Sendikası Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,  Türk – İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun divan başkanlığına seçildiği genel kurulumuzda yaptığı konuşmada,  gerçekleştirilen genel kıdem tazminatının kaldırılmasına yönelik girişimlere her türlü tepkiyi vereceklerini, eylemleri gerçekleştireceklerini söyledi.

Genel Başkanımız Sayın Kavlak, delegelere seslenerek, “Türk Metal’in bayrağı sizin ellerinizdedir. Bu bayrak, ülkemizin dört bir yanında Türk Metal saflarında örgütlenmiş 135 bin metal işçisinin ellerindedir. Bu bayrak, örgütlü olduğumuz bütün işyerlerinde şerefle dalgalanmaktadır” dedi.

4 İŞÇİDEN BİRİ TÜRK METAL ÜYESİDİR

Ülke genelindeki her 4 işçiden birinin Türk Metal Sendikası üyesi olduğunu belirten Sayın Kavlak, şöyle konuştu:

“Ama Türk Metal, sadece sayısal anlamda değil, sendikal hareket içindeki duruşuyla da büyüktür. Türk Metal; işçi hareketi için, gerektiği zaman bir rehber, gerektiğinde bir nefer, gerektiğinde bir sözcü, gerektiğinde bir öncüdür. Biz, asla ve asla, işçi hareketini yalnız bırakmadık. Çaresiz bırakmadık. Üzerimize düşen görev ne ise, o görevi gururla yerine getirdik… İşçi hareketine güç verdik… Sendikal duruşumuzla, dayanışmamızla, parmakla gösterilen bir sendika olduk. Bunun için, büyük ve güçlü olduk. Kendimizi sürekli yeniledik, güncelledik.

Bundan önceki genel kurulumuzu hatırlayın; Felaket senaryoları, felaket tellalları ortalığı sarmıştı. Söylenenlere göre, biz bitmiştik, dağılmıştık, tükenmiştik. Bize kefen giydirmek isteyenlere en büyük cevabı, metal işçileri verdi. 2009 Genel Kurulumuz, herkesi şoke eden, tokat gibi bir cevap oldu. Aradan geçen üç yıl içerisinde, hep çalıştık, hep çalıştık. Üç yıl içerisinde, metal işçileri neredeyse, biz orada olduk. Bölgelere gittik. Her bölgede bu teşkilatın can damarı metal işçileriyle buluştuk, birleştik, kaynaştık. Bu üç yıl içerisinde 86 iş yerini, 29 bin metal işçisini daha çatımız altına aldık. Ama sadece örgütlenmeyle yetinmedik, hizmete de devam ettik.

Ankara, Didim, Karadeniz Ereğli ve Girne’deki otellerimizi eğitim merkezi yaptık. Çalışma hayatını ilgilendiren konularda bilimsel toplantılar düzenledik. Aile Kurultaylarımız, kadın kurultaylarımız, Temsilciler Meclislerimiz ve çocuklara yönelik programlarımızın hepsi ses getirdi. Bunların hepsi, sizin eserinizdir. Bunların hepsini birlikte yaptık. Yaptığımız her şey, verdiğimiz her hizmet sizlere ananızın ak sütü gibi helal olsun.”

“BİZ CUMHURİYET ÇOCUĞUYUZ”

Genel Başkanımız Sayın Kavlak, barış kelimesini, ilkokul yıllarında okumayı ilk söktüğünde öğretildiğini anımsatarak, şöyle dedi:

“Biz Cumhuriyet çocuğuyuz. Bize ‘barış’ kelimesi, İlkokulda, okumayı ilk söktüğümüzde öğretildi. ‘Yurtta barış, dünyada barış’ Birliği, bütünlüğü, kardeşliği öğrettiler önce. Bize Mustafa Kemal’i öğrettiler. Cumhuriyeti, Aydınlanmayı, bir de emperyalizme karşı olmayı, mazlum milletlerden yana olmayı öğrettiler. Bağımsızlık bizim de karakterimiz oldu, tıpkı ulu önderimiz gibi.

Ancak, bugün yaşadığımız dünyada ne yazık ki bu değerlerin bir hükmü yok. Artık bağımsızlık değil, bağımlılık var. Barış yok, küreselleşme adını verdikleri, dünyayı paylaşım yarışında acımasızca savaş var. Kan var, gözyaşı var. Mazlum milletlerden değil, güçlüden yana olmak var.

İşte 21. yüzyılda, yeni dünya düzeni diye bize dayatılan, küreselleşme adı altında bize yutturulmak istenen budur. Dünyayı bir satranç tahtasına çevirenlerin, yoksul ülkeleri, mazlum milletleri bu satrançta piyon edenlerin düzeni budur. Bu düzen şekere bulanmış acı ilaçlar içiriyor.

Haklar, özgürlükler yok, kamunun olan ne varsa talan ediliyor. ‘Size demokrasi getireceğiz’ diyerek sömürü düzenleri kuruluyor… Küresel güçler, uluslararası tekeller kazanıyor. Halklar yine yoksul…

Biz savaş değil, barıştan yanayız. Yaşanası bir dünyadan yanayız. Biz hamburger yemek için köle gibi yaşamaktansa, yufka ekmeğin yoğurda banarak yemeye razıyız.”

“ÇALIŞMAYA, ÜRETMEYE HAZIRIZ”

Türkiye’de asgari ücretli çalışanın oransal olarak zenginden daha fazla vergi verdiğini dile getiren Türk Metal Sendikası Genel Başkanımız Sayın Pevrul Kavlak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz çalışmaya, üretmeye hazırız. işimize, işyerlerimize sahip çıkmaya hazırız. Biz askere gitmeye, vatanımız için ölmeye hazırız. Bunların hepsini peşinen kabul ediyoruz. Bütün bunlara, namusumuz gibi sahip çıkıyoruz. Ama biz sömürülmeyi, horlanmayı, enayi yerine konmayı kabul edemiyoruz.

Buradan hükümetimize seslenmek istiyorum. Dünyada bütün gelişmiş ülkelerde vergi adaletinin temel unsuru ‘az kazanandan az, çok kazanandan çok’ vergi almaktır. Vergi düzeninde yaşanan bu haksızlığı, bu adaletsizliği düzeltin.

Zengine vergi affı geliyor, ekonomi büyüyor. Emeği ile çalışan, üreten küçülüyor.

Özel sektörde Tüpraş’ı, Erdemir’i, Ford’u, Reno’su şampiyon oluyor. Bunları üreten, çalışan, emeğini ortaya koyan emekçiler küme düşüyor. Biz istediğimizde göze batıyor.

Cari açığın nedeni biz… Bütçe açığının nedeni biz… Ekonomik krizlerin nedeni biz…

Hak dediğimizde, adalet dediğimizde, eşitlik dediğimizde, neredeyse vatan hainliğiyle suçlanan yine biz. Bize yıllardır aynı filmi seyrettiriyorlar. Bu film tam 60 yıldır vizyonda. Babam izledi, ben izliyorum. Ama çocuğumun izlemesini istemiyorum.”

”KIDEM TAZMİNATI KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”

Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde kaldırılmak istenen kıdem tazminatına da değinen Sayın Kavlak, şöyle konuştu:

“Kıdem tazminatı işçinin güvencesidir. Ödemesi sonraya bırakılmış ücretin bir parçasıdır. Oğlumuzun damatlığı, kızımızın gelinliğidir. Emeklilikte yaşayacağımız huzurlu günlerin bir nebze de olsa teminatıdır. İşverenler kıdem tazminatını yük olarak görüyorlar. İşçilerimizi işten atmanın önündeki engel olarak görüyorlar. Fona devretmek, süresini 15 güne indirmek istiyorlar. Burada özellikle bir noktayı da belirtmek istiyorum. Böyle düşünmeyen sağduyulu işverenlerimizin olduğunu da biliyorum.

İşletmesini işçisiyle birlikte düşünen, işçisine sahip çıkan çağdaş işverenlerimize.teşekkür ediyorum. Dilerim, sağduyu sahibi işverenler, onları örnek alır ve doğruyu bulur. Aksi takdirde hiç de iyi şeyler olmaz.

Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimizdir. TÜRK-İŞ Genel Kurulunda kıdem tazminatına yönelik saldırıya cevap için hazırlanan önergeye, ilk imza atan sendika biziz. Kabul edilen bu önerge ile kıdem tazminatına yapılacak bir müdahale genel grev sebebi olacak! TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak bir kez daha sesleniyorum:

Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için ya hep ya hiç davasıdır… Kıdem tazminatına uzanan elleri kırarız.

Tüm üyelerimize sesleniyorum. Hazır olun. İşçinin gücünü, Türk Metal’in gücünü göstermeye hazır olun. Meydanlarda, caddelerde sel gibi akmaya hazır olun.

Buradan işverenlere seslenmek istiyorum. Bu ülkenin huzurunu, çalışma barışını bozmayın. Karlarınıza kar katmak için ateşle oynamayın. Bu dayatmalardan vazgeçin.

Türk Metal olarak, bugün 100 binlerle ifade ediliyorsak, demek ki 100 binlerin bir bildiği var…

Aklın yolu birdir…Metal işkolunun bir numarası da Türk Metal’dir…Diğerlerinin numarası belli değildir. Onlar numaracıdır… Yaptıkları; Türk Metal’in imzaladığı sözleşmelerin fotokopisini çekmektir.

Genel Kurulumuzun ülkemize, Türk işçi hareketine, metal işçilerine hayırlı ve uğurlu olmasını dileyerek, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

“KAVLAK’IN SÖZLERİNİN ALTINA İMZAMI ATARIM”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise konuşmasına “Sayın Genel Başkan Pevrul Kavlak’ın konuşmasının bütün cümlelerinin altına imza atarım” diyerek başladı.

Sendikaların içinde bulunduğu sıkıntılı sürece değinen Kılıçdaroğlu; “kayıt dışılığın önüne geçmenin en kolay yolu sendikalaşmaktır” dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca iş kazalarını önlemenin yolunun da sendikalaşmaktan geçtiğini” dile getirdi.

Demokrasinin kuralı biri beni kandırıyorsa, ben ona oy vermem şeklindedir, eğer sizi kandırdılarsa oy vermeyin diyen Kılıçdaroğlu Türkiye gündemindeki konulara da değindi. Bütün siyasi partilere çağrıda bulundu sorunların çözümünün TBMM çatısı altında mümkün olabileceğini dile getirdi. Genel kurulumuzun hayırlı olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı.